Uzun süre ana teması müzik üzerine kurulu olacak ancak çeşitli sanatlara da yer verecek bir dergi hazırlamak fikri aklımı meşgul ediyordu. Nihayet 2006 yıında bu fikri hayata geçirecek motivasyonu sağlayabildim ve çalışmalara başladım. Derginin ismini benim en sevdiğim Death/Thrash Metal grubu Protector'un 'The Heritage' albümünden esinlenerek koydum. Önce derginin tümden İngilizce olması ve yurt dışı müzik dinleyicisine hitap eden bir çizgide olmasını planlamıştım ve hatta derginin ilk kapak tasarımında logoyu 'The Heritage' olarak düzenlemiştim. Daha sonra Türkçe olursa, dergiye yazacak arkadaşlarımın İngilizce bilme zorunluluğu ortaya çıkacağından kadro sıkıntısı yaşayabileceğimi düşündüm ve vazgeçtim. Aslında bu riskli bir karardı çünkü fanzin formatında bir derginin okuyucuları yurt dışında daha fazla ve talep daha yoğun. Dergiyi Türkiye'de satmanın zorluğunu bir kenara itip hobi projemi başlattım. Sonuçta satın alanlar on kişi de olsa, yüz kişi de olsa önemli olan benim dergiyi hazırlarken alacağım keyif ve hayattaki ana konulara yaklaşımıma sağlayacağı zihinsel terapiydi. İlk sayı için Obsidian Gate isimli bir Black Metal grubunun ikinci albüm kapağı için kullandığı Jean Leon Jerome'nun tablosunu seçtim. Gladyatör oyunlarının dramatik anlatımı kuvvetli bir biçimde resmedildiği bu eser içime çok sindi. İlk sayı için çeşitli konularda uzman arkadaşlarımdan yazı istedim. Çoğu beni kırmadı ve içlerinden geldiği gibi müzik konusunda veya deneme yazılarıyla derginin ilk sayısını güçlü kıldılar. Gelelim birinci sayımızın içeriğine.Obsidian Gate (Müzik)
Vinterriket (Müzik)
Asmodeus (Müzik)
Conan-Kurtların Gecesi (Deneme)
Psikanaliz (Deneme)
Popularite ve Moda Anlayışı (Deneme)
Satın Almak (Deneme)
Teknoloji (Deneme)
Hatırı sayılır hatıralar (Deneme)
Futbol (Spor)
After the war (Bilgisayar Oyunu)
Bu ilk sayı özellikle de deneme yazıları yanından güçlü oldu. Herkes güzel yazılar verdi. Sadece 100 kopya basıldı ve el ile numaralandırıldı. Sadece dağıtım sonrası takip edebileceğim noktalara bırakıldı. Bu noktalar İstanbul'daki Kadıköy ve Taksim ilçelerini kapsayan bir kaç dükkandan oluşuyor. Bursa'da bir mağazaya kısıtlı sayıda kopya gönderdik. Fazla basıp ülke geneline yayabilirdik dergiyi ancak ödemelerin toplanmasında büyük sıkıntılar yaşandığını daha önce bu işi tecrübe etmiş arkadaşlarımızdan bildiğimiz için yapmadık. Sonuçta bu bir hobi ve fazla sayıda üretip bunu ticari bir kaynağa dönüştürmek yasal açıdan da uygun olmaz. 100 adet derginin çoğu satıldı. Bayağı uzun bir zaman diliminde de olsa stoğu eritmeyi başardık. Bir kaç kopya şu an itibariyle hala mevcut. Miras Dergisinin ilk sayısı şimdiden bulunması zor eski fanzinler arasına girdi bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder